Küçüklüğümden beri insanı anlamaya karşı bitmeyen bir merak taşıdım. “Bir kişi neden böyle davranır?”, “Bir duyguyu ne başlatır, ne durdurur?”, “Zihnim neden bazen ben bile anlamadan tepki verir?” gibi sorular hep aklımı kurcalardı. Bu sorular zamanla bir ilgi alanı olmanın ötesine geçti; yaşamla kurduğum bağı tanımlayan bir arayışa dönüştü.
Bu yolculuk beni kişisel gelişim, psikoloji, davranış bilimleri ve farkındalık gibi alanlara yöneltti. Ama ne kadar çok şey öğrensem de, eksik bir parçayı hep hissettim: Bildiklerimin büyük bölümü bilincimdeydi ama hayatı şekillendiren sanki başka bir yerdi. O görünmeyen ama güçlü alan: beyin.
Ve sonra fark ettim... İnsan yalnızca düşündüğü kadar değil, hissettiği ve bağlantı kurabildiği kadar da var. Alışkanlıklarımız, kararlarımız, tepkilerimiz, hatta hayallerimiz bile beynimizin sessizce kurduğu devrelerin sonucu. Ve bu devreler — ki çoğu zaman farkında bile değiliz — bizi yönetiyor. Bu gerçeği fark ettiğim an, içimde bir şeyler netleşti. Ben bu dili öğrenmeliydim. Çünkü gerçek dönüşümün yolu buradan geçiyor: Nörobilimden.
Nörobilim benim için sadece bilimsel bir disiplin değil. Aynı zamanda sezgilerimle bilimi buluşturabildiğim bir köprü. Bilinç ve bilinçaltı arasında köprü kurmak, zihinsel süreçlerin ardındaki mekanizmaları hem anlamak hem de dönüştürebilmek… İşte beni bu alana çeken şey tam da buydu. Yalnızca anlamak değil; dönüştürmek, paylaşmak ve fayda üretmek.
Ama bu yol yalnız yürünecek bir yol değildi. Bu yüzden NÖROKAD’ı kurduk.Çünkü beynin gücünü keşfetmek sadece bireysel bir dönüşüm değil; toplumsal bir farkındalık yolculuğu. Kadınların bilimsel üretimde aktif ve görünür olması, gençlerin potansiyellerini keşfetmeleri, yaş almış bireylerin zihinsel esenliklerini korumaları, iş hayatındaki kadınların zihinsel yüklerini hafifletmeleri... Tüm bunlar nörobilimin hayata uygulanmasıyla mümkün.
NÖROKAD, yalnızca bir dernek değil; bilgiyi etkiye, bilimi faydaya, beyin sağlığını güçlenmeye dönüştüren bir harekettir.
Bugün NÖROKAD çatısı altında; bilgiyi yalnızca edinmekle kalmayıp, anlamlı etkiye dönüştürmeyi, bilimi toplumla buluşturmayı, beyin sağlığını bireysel ve toplumsal güçlenmenin temeline yerleştirmeyi hedefliyoruz.
Amacımız, nörobilimi yalnızca akademik alanda değil, yaşamın her evresine dokunan pratikve ortak bir dil haline getirmek. Topluma katkı sağlayan, dönüştüren ve ilham veren bir kolektif zemin inşa ediyoruz.
Ben bu hareketin bir parçası olduğum için değil, aynı hayale inananlarla birlikte yürüdüğüm için buradayım.
Çünkü inanıyorum: Her beyin dönüşebilir. Her dönüşüm, bir toplumu değiştirebilir.
Comments